Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | zamanı göstermek (saat) | tell the time f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | göstermek (saat belirli bir zamanı) | go f. | ||
My report would, I am sure, go some way to reassuring people. Raporum eminim ki insanları rahatlatmak için bir yol gösterecektir. More Sentences |
||||
Genel | saat her zaman zamanı doğru göstermek | keep good time f. | ||
Genel | her zaman zamanı doğru göstermek (saat) | keep time f. | ||
Astronomy | ||||
Gökbilim | görünür güneş zamanı ile ortalama güneş zamanı arasındaki farkları göstermek için tasarlanmış mekanik saat | equation clock i. |